Aperatif alır mısınız?
BU YAZIYI SİZE ‘ULUSLARARASI KORSAN GIBI KONUŞ (!) GÜNÜ’NDE YAZIYORUM. 19 EYLÜL. ÖYLE ESKI TARIHLI, ANLAMLI BIR GÜN FALAN DEĞIL. 1995 YILINDA ORTAYA ATILMIŞ UYDUR KAYDIR BIR HIKAYE. MESELA “HELLO” YERINE “AHOY, MATEY!” FILAN DENEN BIR ACAYIP GÜN. EĞLENCE NIYETINE. BEN DE GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMINE ISTINADEN SIZI FRANSA’NIN ARISTOKRAT KIYILARINDAN YOLA ÇIKARIP KORSANLARIN YUVASI KORSIKA VE SARDINYA ADALARI ARASINDA DOLAŞTIRACAĞIM.
Saint Tropez’de yayım yayım yayılırken patronun son dakika kararlarından biriyle Korsika’ya doğru yola çıktık. Bu hikayeyi ‘ıssız denizde dev dalgalar yüzünden kadırgamız bir sağa bir sola savrulurken sisler içinden çıkagelen korsan gemisiyle tutuştuğumuz amansız mücadele…’ diye devam ettirebilirdim ama 2014’teyiz ve 10 milyon papellik teknemiz altımızda, herhangi bir zorluğa maruz kalmadan 100 mili 10 saatte alarak Saint Tropez’den Kuzey Korsika kıyılarının bilinen limanlarından Calvi’ye vardık.
Korsika… 1.000 kilometrelik bir kıyıya ve 200’den fazla plaja sahip dağlık bir ada! Korsika’nın tarihini sizler de en az benim kadar biliyorsunuz. Benim bildiklerimden biri aslında adaya ilk gelen halklardan birinin Foçalılar olduğu. Evet. Bildiğiniz İzmir, Foçalılar, Phokaia’lılar yani.
M.Ö. 562 yılında adaya yerleşmiş fakat M.Ö. 535 yılında da Etrüskler tarafından adadan kovulmuşlar. Dönem itibariyle de adanın kaderi hep böyle olmuş. Yani biri gelmiş, diğerini kovup yerleşmiş… Öteki gelmiş onu kovmuş, sonraki gelip hepsini kovmuş… En son 2. Dünya Savaşı’nda İtalyanlar bir ara adaya hakim olsalar da ihale Fransızların elinde kalmış. Şu an Korsika, bildiğiniz üzere bir Fransız adası. Halkın kafası yüzyıllardır karışık olduğundan halen kendisini Fransız hissetmediğini söyleyenler var. Zaten Sardinya gibi bunların da kendine has bir bayrağı, milleti, Fransızca konuşulsa da Korsikaca diye bir dilleri halen mevcut.
Calvi, küçücük bir kasaba. Korsika’nın dağlık bir ada olduğunu yakinen hissedebileceğiniz tepeler arasında kalan bir koy. Küçük dükkânlar ve tatlı restoranlarla bir de gurme markete sahip. Epey pahalı olsa da görmeye değer! Korsika’nın kendine has domuz salamları ve peynirleri meşhur. Fransız ürünlerine benzemeyen, daha koyu, daha ağır, daha öz lezzete sahip şahsına münhasır ürünler. Marketin adı Annie Traiteur (00330495654967)
Ajaccio, Korsika’nın başkenti. Gerçekten de bir ada için yeterince büyük bir kent. Napoleon Bonaparte’ın doğduğu ve yaşadığı kent olduğu için Napolyon’un evi müze olarak ziyaretçilere açık. Müze gezmekten hoşlanmayan yat şefimiz bile gitmişken baktı tabii. Bunun dışında gerçekten hoş vakit geçirilebilecek restoranlardan oluşan, limana yakın caddeler görülmeye değer. Bir de her gün öğlene dek kurulan gurme pazarı, sizi yine başka yerde bulamayacağınız yerel domuz salamları, peynirler ve daha birçok ürünle tanıştırıyor. Hele bir de tekneyle gelmişseniz, taptaze balıklar da bonus. Her yerde Korsika’nın meşhur korsanları andıran figürlü bayrağı, aynı temalı şapkalar, tişörtler, özellikle bebeği olanlar için korsan temalı bebek ürünlerinin ‘cool’ havası, hediyelik eşya sevmeyen beni bile birkaç bir şey almaya ikna etti.
Ajaccio etrafında pırıl pırıl birçok plaj var. İsimlerini tek tek yazmaya sayfa yetmez çünkü esasen her koy ayrı bir plaj. Hani Bodrum’daki ‘biiiç club’lar gibi sanmayın bu sahilleri. ‘Beach’ dediğin kristal kum ve deniz sadece! Ne bir şezlong, ne bir şemsiye. O yüzden havlunu kapıp gitmen de yetmiyor, yanına bir şemsiye ve su almazsan o sıcakta hayata tutunman biraz zor!
Aslında Korsika denince akla Sardinya ile Korsika arasındaki boğaza da ismini veren Bonifacio ve Porto Vecchio şehirleri gelir. İlk duyduğumda şehir isimlerinin İtalyanca olması beni şaşırtmıştı. Hatta bu kıyıların Sardinya’da bir yer olduğunu sanmıştım. Simdi bana yeniden araştırtmayın, mutlaka vardır tarihlerinde bir karmaşa yine. Ne yazık
ki ben oralara uğrayamadım. Malum tatilde değilim, yani kaptana “Dümeni kır da şuraya gidelim” deme şansım yok.
Aaa… Sayfa bitiverdi!
Hayalimde Sardinya’yı kuzeyden güneye adım adım yazmak vardı çünkü bu yaz Sardinya’nın popüler olmayan güney kıyılarını adım adım keşfettik, oralarda yelken yapıp tekne kullandım bol bol ama kısmet bir sonraki yazıyaymış. Hem Sardinya hem de biraz başımıza gelen komik olayları yazmak istiyorum artık.
Yeter bu kadar gezi yazısı tadı. Şimdi biraz lezzetlerden bahsedelim.
Nedir bu aperitivo?
Aslında aperatif kelimesinin İtalyanca’sıdır ama İtalya’da bulunanlar bir kelimeden fazlasını ifade ettiğini bilirler. Aperitivo herkesin diline de hayatına da yerleşmiş bir yaşam biçimidir, kültürdür. İtalya’da sosyal hayat akşamüzeri 19:00’da, yani ‘aperitivo saati’nde başlar. Yani 18:00’de bir mekana girdiğinizde kimseyi bulamayabilirsiniz. 19:00’daysa kalabalıktan içeri girmekte zorlanırsınız! Birçok tanışma, birçok aşk, akşam yemeğinde değil aperitivo saatinde başlamıştır.
İtalyanlar aperitivo zamanı çeşitli İtalyan peynirleri, salamları, focaccia çeşitleri ya da mekânın lüks olma seviyesine göre çok daha özellikli ‘finger food’ dediğimiz kokteyl ürünleri sunarlar size. Şarabınızla birlikte atıştıracağınız bu tabaklardan para almazlar. Bazen de açık büfe şeklinde sunulur. Benzeri de İspanya’daki ‘tapas’ bildiğiniz gibi.
Patronlarım İtalyan olduğu için ben de teknede hemen her gün aperitivo hazırlıyorum. Bir İtalyan, iyi bir şarabın eşlik ettiği bu aperitivo saatini asla atlamaz.
Sizin de evinizde ya da özellikle teknenizde hazırlamanız için birkaç ipucu vereceğim. Basit, çok karmaşık olmayan ama hoş görünen aperati er. İsim bile vermeyeceğim çünkü yok isimleri. Elde ne malzeme varsa her gün yeniden uydurduğum çeşitler. Numaralandıralım o halde.
Aperativo 1
En altta yuvarlak kestiğiniz salatalık dilimi, üzerine süzme yoğurt, dereotu ve az limon suyu ile yaptığınız sos, üzerine dilim halinde somon füme ve en son dereotu parçası koyarak kürdana geçirilen hafif bir aperatif.
Aperativo 2
En altta yuvarlak kestiğiniz minik bir karpuz dilimi, üzerinde beyaz peynir kırıkları, doğranmış iki-üç halka arpacık soğan halkası ve balzamik sirke ile süsleme.
Aperativo 3
Deniz tarağı. Favori bir starter ya da asortik bir aperatiftir. Önce kendilerini iyice kurulayın, tavaya suyunu salarsa yandınız! İyice ısınmış tavaya az zeytinyağı ile koyup altı üstü karamelize olacak şekilde pişirin. İki yüzü birer dakikadan fazla değil sanırım. Ben kontrol ederek pişiriyorum. Dakika yok, göz var nizam var. Çok pişirirseniz kayış gibi olur, dikkat! Yüzeyi karamelize olunca alın. Isıyı kısmayın. İçi sulu kalsın. Tavadan alır almaz üzerine çok az tereyağı sürün. Deniz taraklarını içinden aldıktan sonra tavaya tereyağı ve limon suyu koyup dereotu da ekleyerek bir sos elde edebilirsiniz. Ölçü yok, tadın! Çok mu limon, az mı tereyağı anlarsınız. Ortalama 3 ölçü tereyağı, 1 ölçü limon gibi…
Aperativo 4
Küçük bebek ahtapot, bebek kalamar ya da bulamazsanız normal ahtapot bacağı parçalarını ufak ufak doğrayıp tavada zeytinyağı ve sarımsakla çevirin. Üzerine kapari ve zeytin dilimleri atabilirsiniz. Biraz daha kavurunca domates sosu (ya da konserve domates), biraz su, defne yaprağı, tuz, bir çay kaşığı şeker ve bir o kadar da balzamik ekleyip kısık ateşte yumuşayana dek pişirin. Bebek kalamar, ahtapot vs. ise 45 dakika yeterli. Küçük kaplara sosuyla beraber koyup üzerini maydanozla süsleyip servis edebilir ya da kızarmış bir ekmeğin üzerine koyup sıcak sıcak servis edebilirsiniz. Benim
en sevdiğim yöntem kızarmış Polenta (İtalyanların geleneksel lezzetlerinden, mısır unu ve parmesanla yapılıyor) üstü servis! Orda bulunacağını sanmıyorum.
Aperativo 5
Karidesleri haşlayın. Avokado ezmesi ve limon suyu ile bir sos yapın, tost ekmeklerini yuvarlak keserek önce avokado püresi, üzerine karides, zeytinyağı gezdirip hafif parlatın. Somondan yapılmış balık yumurtaları ile süsleyebilirsiniz. Tost ekmeği ucuz çözüm.
Aperativo 6
Karidesleri sarımsak ve zeytinyağı ile tavada sadece 1 dakika döndürerek pişirebilir, tartar sos ile bir finger food hazırlayabilirsiniz. Ya da bir kürdana, bir küp kızarmış ekmek yani kruton, bir karides geçirip, bir bardağın altına mango sos yapıp koyarak bu kürdanı tam ortasına banıp sunabilirsiniz. Bundan havalı, renkli, hoş görüntü yok!
Aperativo 7
İncir dönemi mi? Mükemmel. Al bir taze inciri dilimle… Bir kürdana taze incir dilimi, varsa proscuitto ya da bir salam çeşidi ve istediğin bir çeşit tıraşlanmış peynir dilimi geçirip servis et.
Aperativo 8
İtalyanların en sevdiği, kavun- proscuitto. Siz istediğiniz versiyonu yapabilirsiniz ama kavuna yuvarlak şekil vererek kesip sonra onu da yarım dünya olarak ikiye kesip yine bir kürdana kavun, proscuitto, kavun olarak geçirip servis edebilirsiniz. Kare de iş görür. İstersen prizma kes ne fark eder!
Aperativo 9
Türk versiyonu yapalım. En sevdiğimiz şey sucuk. Sucuğu halka halka kesin, çiğ ya da hafif kızarmış olarak bir kürdana geçirip kare kestiğimiz beyaz peyniri de üzerine ekleyip bir de maydanoz dilimi koyduk mu tamamdır.
Bana kalsa yüzlerce tarif yazabilirim. Zaten kendinizi özgür bırakırsanız bu tip aperatifler için ne ölçü ne tarife ihtiyacınız var. Seçenekler sınırsız. Eldeki malzemeyi değerlendirmek için de birebirdir. Sadece hayal et ve yap!
Bir sonraki yazıda Sardinya kıyıları ve komik hikayeler geliyor… Sonrasında ise ver elini Karayipler! 20 küsur adadan oluşan British Virgin Islands ve Venezuela’ya dek tüm Karayipleri delik deşik etmek üzere diyorum şimdiden.
Sevgiler şefinizden…