Wally’ye veda

navigaBir yili daha geride biraktik hayatimizda..Benim hayatim icin ileride zevkle hatirlayacagim yillardan biriydi yine. Zevkle, ozlemle, tutkuyla, keyifle, belki bir gun dingin ve sakin hayata geri dondugumde “vay be ne gunlerdi” nidalariyla hatirlayacagim yillardan biriydi. Yeni bir tekneye gecis yaptigim icin yeni anilara baslamadan once eski anilari unutmamak adina yazmak istiyorum. Bizdeki deyisiyle “soz ucar yazi kalir”

naviga1Yazilarimi takip edenlerin bildigi gibi 2014 kis aylarini cesitli teknelerle Karayiplerde, yilin esas buyuk dilimini de gecen yil oldugu gibi yine Wally yelkenlide gecirdim. 8 ay ayni teknede. Bir teknede yasamanin ne demek oldugunu hayal bile edemeyenleriniz vardir eminim. Zor gelen. Nasil oluyor da onca zaman teknede kaliyorsun diyen. Zaten anilari yaratan da bu. Dusununce, bu paylasimlari herhangi bir is yerinde edindigin dostluklar ve gecirdigin zamandan daha ozel ve unutulmaz kilan sey, denizlerde gecirilen zamandir.Deniz gercektir. Deniz zamanin durdugu yerdir. Deniz ozgurlugundur. Deniz yaşsızlıgındır. Deniz seni butun bu duygularla birlikte icine ceker ve o sirada yaninda olan herkes de hayatina iz olarak kazinir. Tabi guzel kalpli insanlarla yanyana olacak kadar sansliysan.

Ben sansliydim. Profesyonel olarak yuruttugumuz is hayatimiz haricinde birlikte calistigim insanlarin guzel karakterleri de hayat dilimime keyifli anilar ekledi.

naqviga2Bu teknedeki ilk yilimi Yunanistan’in meshur adasi Mikonos’ta ve cevre adalarda tamamlamistik. Bu yazi ise Saint Tropez basta olmak uzre Monako ve guzelim Guney Fransa kiyilarini icine alan Fransiz Rivierasi’nda, yazin en sicak zaman dilimi temmuz ve agustos aylarini ise Korsika ve Sardunya adalarinda gecirdik. Gecen yazilarda size Cote D’azur’u karis karis tanitmis, ordan gecis yaptigimiz Korsanlarin adasi Korsika’dan cokca bahsetmistim. Ama bu yaz esas yelken yaptigimiz yerler Sardunya adasinin guney kiyilariydi.

naviga4
(Kaptan John Schiavo, Avustralya asilli 25 yillik tecrubeli saglam bir yelkencidir. Rolex Fastnet Race ve ingilterenin wight adasinin etrafini 360 derece donerek yapilan en sert yelken yarislarindan biri Round the Island Race’in kupa sahibi, ayni zamanda da Akdeniz hiz rekoru sahibidir)

Elbette once oraya varana dek yaptigimiz yolculuktan soz etmek lazim. Sardunya’nin baskenti Cagliari’ye gitmek uzre Portofino’dan yola ciktik ve 32 saat donusumlu olarak dumende oldugumuz araliksiz yelken seyri ile oncelikle Porto Cervo’ya vardik. Porto Cervo, onceki yazilardan da hatirlarsiniz, Sardunya adasinin en havali kiyisidir. Yani en luks, en pahali, en elegant mekanlar buradadir. Elbette dunyanin her yerinden gelen en buyuk superyatlar da. Bizse marinalarda habire fotografi cekilmeye maruz kalmayi sevmeyen bir yelkenli olarak Porto Cervo yerine az ilerisindeki Portisco koyuna varip iki gun dinlendikten sonra yeniden yola koyularak Cagliari’ye vardik. Vardik ama nasil vardik! Ilk saatler guzel giden hava ile sakin sakin ilerlerken, Cagliari’ye varmak icin son nokta olan Cala Caterina burnu gecisinde saglam bir firtinaya yakalandik.

naviga5Elbette havanin bozacagini biliyorduk ama beklenen zamandan daha once bozmus olmasi hayatimizi bi tik sikintiya soktu. Ruzgar 5 dakika icinde 10 knottan 50 knot’a cikinca, dalgalar teknenin her yerinden ziplayip guverteyi sirilsiklam edip icerilere akmaya baslayinca, kaptan John Schiavo ve ekip, uzerlerinde burunlarina dek kapali okyanus seyri kiyafetleri, tekneyi sabit tutmaya calisirken, ben teknenin icinde habire yere duserken, ana diregin kirilmasi ihtimaline karsin geri donduk. 

naviga6Kaptan John, tam olarak boyle bir havada 16 gun okyanus seyri yaptigini soyledi. ancak neticede okyanusta degildik ve risk almanin geregi olmadigi icin geri donduk ve tam burnun girisinde 2 gun mahsur kaldik. Iste denizlerde olmak tam olarak boyle bir seydir. Adrenalinini tavana vurduran anlari da beraber yasarsin, bir kiyida mahsur kalip sadece film seyrettigin ve belki hic konusmadigin anlari da.

Operation “Saving boat from fishnets”Cagliari’ye vardigimizda hersey sut limandi. Biraz dinlenip patronun da katilacagi yeni yolculuklar icin alisverislerimi tamamladiktan sonra Cagliari’den ayrilip guney Sardunya kiyilarinda o kiyi senin bu kiyi benim adim adim gezdigimiz bir 3 hafta gecirdik. Guney Sardunya, Porto Cervo gibi populer kiyilara, populer mekanlara sahip olmayan, otel turizminin hakim oldugu, bunun yanisira sorfculugun hukum surdugu, ancak Maldivler kadar berrak inanilmaz guzellikte bir denizle bulusacaginiz kiyilardir. Bazi bolgelerinde bembeyaz bir kum karsilar size. Yerlesim yerlerinde bile kalabalik ve havali restoranlar bulamazsiniz. O yuzden benim icin hayat daha zordu elbet cunku filmlerdeki gibi issiz sessiz kasabalarda, izbe mahalle bakkallarinda, uzerinde  sinekler ucusan bir kac kalmis sebze icinde bir duzgun domates bile bulmaya zorlanirken, ayni zamanda ‘guzel restoran yok senin yemeklerin daha guzel’ diyerek uc ogun teknede yemeyi tercih eden patronuma harikalar yaratmakti gorevim. Ama bir yat sefi olmak tam da bu demek zaten! Vardigin kiyilardaki marketlere hakim olmak ve kiyilarda bulup bulamayacagin urunlere gore kosullar ne olursa olsun lezzetli yemekler yaratmak. Yani karanin ise yaramazligi ama denizin muhtesemligi yuzunden o kiyilara mutlaka teknenizle gitmenizi onerir ve mutlaka tecrubeli bir yat sefiniz olmasini umit ederim.

naviga10O kiyilarda yaptigimiz uzun yelken zevklerinden sonra yeniden sadece ekip olarak kalarak anakaraya geri donus icin yola ciktik. Yolda uzun gece seyirleri, seyir esnasinda gunduzden denize birakilip gece almayi unuttuklari balik aglarina takilan salma yuzunden duran tekne, gece dalisi gerceklestirerek tekneyi agdan kurtarmalari, motor dairesinin dumanlar altinda kalmasiyla eyvah yaniyor muyuz panigi yasamamiz, tekneyi durdurup onlar motoru tamir etmeye calisirken benim tek basima balon yelkenle ruzgarsiz havada saatlerce seyir yaparak en yakin tersaneye varmaya calismam, Korsika’nin baskenti Ajaccio’da  hava muhalefetinden mahsur kalma sureleri ile beraber ortalama 1,5 hafta icinde Italyaya geri donduk.

Sardunya adasinin kuzey uzantilarindan La Maddelena adasi civarinda yaptigimiz, Ekip arkadaslarimin ana direge baglanarak denizin uzerinde asili olarak deniz yuruyusu yaptiklari eglencemiz, aksam uzerileri biraz sarap ya da bira ve iyi muzikler esliginde hazirladigim mini aperitivo tabagindan atistirarak gun batiminin sahane kizilliginda seyre devam etmek, durdugumuz yerlerde ekibin kucuk tatli cocuklar gibi ellerinde uzaktan kumandali maket yelkenli teknelerle bir oyun degilmis de profesyonel bir regatta’ymis ciddiyetiyle gerceklestirdikleri mini yelken yarislari ve her durdugumuz yerde birlikte ciktigimiz keyifli aksam yemekleri ise kendi kucuk eglencelerimizdi. Yani o anlarda hayat bize guzeldi..

naviga11Butun bu anilari sadece sizin okumaniz icin degil, kendi tarihime eklemek icin de yazdim. Her zaman hep bugun gibi aklimda kalacak. Cunku hayatimin o defteri kapandi. O Tekne, seyrine gelecek yaz da devam edecek ancak ben orda olmayacagim. O ekip bir daha yanyana gelmeyecek. Bu isin huzunlu tarafi da bu zaten. Her yaz guzeldir ve her yaz anidir. Cogu fotografiniz yaz tatillerinde cekilmistir. Benim yaz anilarim ise bu uzun anlardan ibaret. O yuzden anilar hep durur ama bu tekneler bir gun mutlaka satilir, el degistirir ve o tekne ile yasanilan o anlara geri donmek bir daha asla mumkun olmaz. Ben de artik yeni bir teknede, yeni anilar olusturmak uzre yola cikmak uzereyim. Bundan sonra bir Wally ile degil, 42 metre bir superyat olan Hollanda Bloemsma -Van Breemen yapimi yine cillop gibi bir yelkenli ile yoluma devam ediyorum. Su an Fransa’nin kucuk liman sehri La Ciotat’da, Atlantik’i gecmek uzre son hazirliklari tamamlamakla ugrasiyoruz. Onumuzdeki ay bu kucuk ama tatli Fransiz tersane sehri ve bir Atlantik gecisi sayfalarinizda olacak..sonra ver elini Karayipler.

Au Revoir..