Tersaneler Hollanda’dan sorulur

tersanehollandaNeden şu anda Akdeniz’de seyreden bir süperyatın güvertesinde olmak varken burada her sabah donarak uyanıp bir tersaneye gidiyor oluşumu açıklamam gerekirse, bu da bizim işimizin bir parçası çünkü.

Hollanda’dan bahsediyorum. Her ne kadar içinde bulunduğum kent ülkenin güneyine denk gelse de ülke dünyanın fazla kuzeyine denk geliyor ne yazık ki. Siz oralarda tişörtlerle cirit atarken ben hala 8 ila 12 derece arasında dans eden yağmurlu ve soğuk havaya uyanıyorum.

IMG_5516Hollanda, superyat yapımında dünya lideri ülkelerden biri. Superyatlar yani içinde çalıştığımız bu muhteşem bebekler, kuaföre gidip kendilerini bakıma almak gibi süreçler geçiriyorlar tersanelerde. Teknik arızaları gideriliyor, içleri yenileniyor, bu muhteşem kızlar daha da süperleştirilip top model görünümü kazanıyorlar.  Neden yatlardan kızlar diye bahsettiğimi az çok biliyorsunuzdur. Dişidir onlar çünkü. İngilizcede de She olarak anılırlar. Bizimkilere de tekne dünyasının nefes kesen süper modelleri diyebiliriz böylece. Bizler de crew dediğimiz süperyat ekibi olarak bazen yeni yapım olan ya da yenilenme aşamasında bir tekneye daha tersanedeyken katılmış oluyoruz. İşte o zaman tersane hayatımız başlamış oluyor.

IMG_4557Hollanda, superyat yapımında dünya lideri ülkelerden biri derken lafın gelişi olarak söylemedim. Kuzey Atlantik okyanusuna doğrudan kıyısı olan bu ülke, Amels, Icon, Barkmeijer, Damen, Feadship, Oceanco gibi başlıca büyük yat inşa firmalarının tersanelerinin anavatanıdır. Ben şu an Amels ve Damen tersanelerinin hakimiyetindeki Vlissingen’deyim.

Vlissingen bir güney Hollanda kenti. Zaten sadece tersanesiyle ünlü diyebilirim. İşim gereği Icon tersanesi yapımı ve aynı ismi taşıyan 68 metre uzunluğundaki superyat ICON’da da Şef olarak çalışırken Kuzey Hollanda Harlingen’deki ICON tersanesinde de bulundum ancak Vlissingen, 14. Yüzyılda Hollanda yat inşaa sektörünün başladığı yer.

IMG_4723Amels ve Damen firmaları o yıllarda ilkleri gerçekleştirip Hollanda Deniz Kuvvetlerine sağladıkları savaş gemileri ve denizaltı yapımında da bir numara oldukları için kendi deyimleriyle babadan oğula geçen köklü geçmişleriyle bu işin 700 yıldır kanlarına işlemiş bir iş olduğunu söylüyorlar. Yani o yıllarda bu muhteşem süperyatlardan önce savaş gemileri inşaası ile güney Hollanda’nın bu küçük okyanus kasabası Vlissingen’de başlayan bu profesyonel serüven, sonraki yıllarda yat yapımı endüstrisinin kuzey Hollanda kentlerine dek yayılmasını sağlamış.

Buraya geldim geleli bana ilginç gelen şeylerden biri, okyanusun yeşil oluşuydu! Bildiğin yeşil. Mavi değil. Yani okyanus bu tarafından bakıldığında pek iç açıcı değil. Ben Karayipler tarafından da Atlantik’e baktım, Florida’nın kilometrelerce uzanan kıyılarından da bu okyanusa baktım, Güney Amerika Rio’dan da baktım, hatta Atlantik okyanusunu tekneyle geçerek üzerinden de kendisine uzun uzun baktım. Yani Atlantik okyanusu ile aramda bitmeyen bir ilişki var. Ancak kuzey Atlantik gerçekten soğuk ve renksiz!

IMG_4615Vlissingen de dahil olmak üzere güney Hollanda’nın okyanusa açılan bir çok kenti var. Oostkapelle, Westkapelle, Domburg bunlardan bazıları. Bizim gibi Akdeniz kanı taşıyan denizciler için buraların soğuğu iliğimize kadar işlemişken denize girmeyi düşünmek bile tüylerimizi diken diken erderken, Hollandalıların buralara tatile gelmesine ne demeli?

Haziranda plajlar açılacak, hava maksimum 25 dereceye çıkacak ve etraf kalabalıklaşıp plajlar ve çevresindeki restoran ve barlar dolup taşacakmış. Taşsın taşmasına da benim gibi berrak denizlerden gelmiş bir denizkızını 25 derece hava ile ruhsuz kuzey Atlantik kıyısı keser mi? Kesmez!

O zaman güneye gidene dek buraların lezzetli deniz ürünlerinin tadını çıkaralım madem.

IMG_4948MOSSELEN MET SAFFRAAN EN GEMBER

Hollanda, Akdeniz’e nazaran tahmin edilmeyecek bir biçimde deniz ürünleriyle de meşhur. Tahmin edilebilen kısmı, bir çok kuzey ülkesinde olduğu gibi en fazla somonun meşhur oluşu. Somon en sıklıkla bulabileceğiniz balık türü ancak bir de Crangon crangon denilen mini minnacık bir karides türü var. Deniz ürünleri salatalarında, yemeklerinde, hep bu küçücük karidesleri kullanıyorlar. Boyu 30-50 mm olan bu karidesler en çok kuzey denizlerinde bulunduğu için Akdenize nazaran buralarda daha meşhur. Irlanda denizi, Baltık denizi, Iskandınavya ve hatta Fas’ın Atlantik tarafında bulunan bu karideslere esmer karides diye tercüme edebileceğimiz Brown Shrımp, Common shrimp ya da Bay Shrimp de deniliyor ancak hollanda kıyılarındaki ismi elbette ki Dutch Shrimp.

Bu karidesi bulmanız oralarda mümkün olmayabilir o nedenle başka zamana ben size geleneksel bir Hollanda midye yemeği tarifi vereceğim. İçinde safran ve zencefilin aynı anda kullanılmış olması kulağa enteresan bir şekilde yen ve modern bir tarifmiş gibi gelebilir ancak bu tarif 15. Yüzyıldan beri bu topraklarda pişiriliyor.

Malzemeler;

1 kg midye – temizlenip sakalı alınmış.

1 orta boy soğan – küp doğranmış

Bir kaç safran lifi

Yarım yemek kaşığı toz zencefil

500 ml beyaz şarap

Elbette ki zeytinyağı, tuz, karabiber ve son aşamada kullanılmak üzere 3 yemek kaşığı kadar doğranmış maydanoz.

Yapılışı;

İhtiyacınız olan, bütün midyelerin rahatça içine sığacağı büyüklükte hafif derin bir tava.

  1. Tavaya zeytinyağını koyup midyeleri içine koyuyoruz. Tuz ve karabiber serpip midyeler cızırdamaya başlayana dek orta ateşte kendilerini bırakıyoruz. Zaten hemen cızırdamaya başlayacaklar.
  2. Beyaz şarabı ekliyoruz ve şarabın alkolü uçar uçmaz (alkol kokusunu alacaksınızdır zaten, 10 saniyeyi geçmez alkolün uçması) tavanın kapağını kapatıyoruz ve midyelerin kabukları açılana dek pişmeye bırakıyoruz.
  3. Kabuklar açılınca tavayı ateşten alıyoruz. Kabuğu açılmayan midyeleri çöpe gönderiyoruz çünkü midyelerin pişmeden önce canlı olmaları gerekir ve kabuğunu açmamış olanlar zaten ölü olanlardır. Onlardan kurtulduktan sonra kalan midyeleri ayıklıyor ve içlerini ayrı bir kapta pişme suyuyla beraber bekletiyoruz. Dikkat, asla piştikten sonra tavada kalan lezzeli suyunu yanlışlıkla falan süzmeyin! En lezzetli yeri orası.
  4. Aynı tavaya yine biraz zeytinyağı koyup soğanı soteleiyoruz. Ayıklanmış midyeleri suyu ile birlikte yeniden tavaya alıp safran ve zencefili ekliyoruz.
  5. Safran pişme suyuna rengini verecek ve son aşamada doğranmış maydanozla birlikte kızarmış köy ekmeği ile servis ediyoruz.

Eet Smakelijk! (Afiyet olsun’un garip okunuşlu Flemenkçesi)