Çizmeyi aşarken…

Sahne 1.

Imperia Porto Maurizo Marina- Dış/Gece

Aynı bir film sahnesi gibiydi. Imperia’dan ayrılıp bu yaz sezonunu geçirmeyi planladığımız Yunan adalarına gitmek üzere yola çıktığımız gece şimşeklerin çaktığı, yağmurun gökyüzünü delip sel gibi aktığı kapkaranlık bir geceydi. Kaptan saat 04:00’te yola çıkmayı planlıyordu ancak günlerden Perşembe olduğunu öğrenince denizcilikte Cuma yola çıkmanın uğursuzluk olduğunu hatırlayıp aniden masadan kalktı ve gidiyoruz dedi! Saat 23:30’du. Gece saat 00:00’ı vurup Cuma gününe girmeden ve sevgili Wally’miz balkabağına dönüşmeden denizlere açılmalıydık.

Yağmurluklarımızı delip geçen şiddetli yağmur, önümüzde bizi bekleyen karanlık dalgalar, film sahnesini tamamlıyor gibiydi ancak marinaya gelip gözyaşları içinde bizi uğurlayan bir sevgili olmadığından dramamız yarım kalıyordu. Biz de olayı komediye çevirdik.
NavigaTR1-1Ortalama 5-6 gün hiç durmadan yol alarak çizmeyi aşmayı planlıyorduk. Çizmeyi aşmak derken, her biri en az on kez okyanus geçmiş tecrübeli yelkencilerle alt tarafı 5 güncük non-stop yolculuğa haddimizi aşmak diyemeyeceğimize göre, bildiğimiz İtalya çizmesini boydan boya aşmaktan söz ediyorum. Havanın bize yapacağı kötü espirilere bağlı olarak planlar değişmezse kısa zamanda Adriyatik’i Ege’ye bağlayan Korint kanalına varacaktık.

Teknenin devamlı bilmemkaç derece sağa ve bilmemkaç derece sola yatarak dansede dansede gideceğini hesaplayınca bir chef olarak yapmam gereken şey neredeyse hiç hareket etmeden hazırlanabilecek yemekleri önceden pişirip saklamaktı. Yani genellikle fırın yemekleri. Her ne kadar ekip İtalyanlardan oluşmuyorsa da lazanyaya kimse hayır demez. O yüzden; Lasagne al ragu (yani bizim bolonez sos dediğimiz kıyma soslu lazanya), Lasagne verdure (yani sebzeli lazanya), Lasagne zucchini & carote e salsa di pomodoro (yani domates soslu havuç-kabak lazanya) ve Lasagne alla gorgonzola e spinaci (gorgonzola peynirli ve ıspanaklı lazanya) ve Lasagne Napoletana (Yani Napoli usulü köfteli lazanya) gibi lazanya seçeneklerinin dibine vurduk.

Eğer sıkı yelken yapılan bir teknedeyseniz yelkencilerin seyir sırasında oturup da yemek yiyecek zamanları pek olmuyor. Bu nedenle bir diğer kurtarıcı seçenek ise sandviçler. Onlar profesyonel yelkenci ama siz de apoleti üzerinde bir şefseniz “sandviç” deyip geçilmeyecek kadar lezzetli kombinasyonlar üretmek zorundasınız. En azından korumanız gereken bir ününüz varsa.

Leziz mi leziz dev sandviçler hazırlamak için birincil önem ekmekte. Foccaccia, Ciabatta gibi İtalyan ekmekleri, dışı sert içi tombul ya da dışı da yumuşak ama susamlı bir çok seçeneğiniz olabilir. Gelelim iç malzemelere. Tavuk göğüs filetoları kurtarıcı malzemelerden.Yine sandviçler için mozzarella, emmantel, brie gibi peynirler ve prosciutto cotto ve crudo yani pişmiş ve pişmemiş seçenekleri ile mortadella gibi İtalyan jambonları her daim hazır bulundurduğum ürünler. (Siz bunların yerine elbette Türk jambonları, Türk peynirleri kullanmalısınız, tekneci yaşadığı memlekete göre umduğunu değil bulduğunu yer) Elbette geçen sayıda belirttiğim gibi kavanozlarca pesto sosum zaten vardı. Bir de bildiğiniz bizim o klasik mücveri pişirip sandviç seçenekleri arasına dahil ettim. Pişmiş köfte, tavuk göğüs ve mücverler dondurucuya, ekmekler uzun ömürlü, peynir ve jambonumsu seçenekler dolapta, geriye sadece yemek saati onları puzzle gibi birleştirmek kalıyor.

NavigaTR1-2

Örneğin; ekmeğin içini biraz çıkarıp, elde ettiğiniz oyuğa pestoyu boca edip, kalın mozzarella di buffala dilimleri, domates, proscuitto ve biraz da roka gibi yeşilliklerle muhteşem bir İtalyan sandviçi hazırlayabilirsiniz. Diğer seçenek de, kupkuru bir sandviç olmaması için ekmeğe mayonez ya da otlu sour cream, yoğurt sos gibi seçenekler sürüp içine de pişirdiğiniz tavuk göğüslerini, mücveri ve biraz da göbek salatadan ya da maruldan elde edeceğiniz taze kıtır yeşillikleri ekleyerek müthiş bir sebzeli-tavuklu sandviç yapabilirsiniz. En güzeli de dev bir sandviçle karşılaşan acıkmış bir yelkencinin yüzündeki ifadenin güzelliği.
NavigaTR1-3
Onlar sandviçlere heyecanlanırken beni en çok heyecanlandıran şey ise İtalya’nın devamlı aktif olan yanardağlarından biri Stromboli yanardağının yanından geçmekti. Sicilya’nın kuzey kıyısı açıklarındaVolkanik Eolie takım adalarından biri. Ada ile aynı adı taşıyor Stromboli yanardağı çünkü yanardağ bir ada, ada bir yanardağ zaten. Kaptan ancak gece yanından geçebileceğimizi söylediğinde üzülmüştüm ama yine de beni uyandır dedim. Şimdi düşününce, o ihtişamı gece görmek belki de daha eşsiz bir histi çünkü gündüz bir çok renk arasında bir tepeden ibaret gibi görünecekken, en son 2008 agustosunda patlamış ve denize lavlar fışkırtmış olduğunu düşünerek gecenin 2’sinde kapkaranlık heybetine ve ucundaki kıpkırmızı aleve kilitlenip doğanın önünde yeniden eğilmekti esas heyecan verici olan.

Yanardağı geçtikten sonra Calabria yarım adasını dönünce havanın azizliğinden anladık ki Adriyatik’i o gün geçmemiz imkansız. Biz de Crotona denen bir kente sığındık. Eğer balayına eşinizi götürecekseniz pek uygun bir kent değil ama tam da oralarda mahsur kaldıysanız ideal bir sığınma kenti Crotona. Genelde gemilerin durduğu ortalama bir liman, güzel bir iki İtalyan restaurant, bir de gündüz saat 13:00’e kadar açık halk pazarı var. İşte beni ilgilendiren bölümü burasıydı. Taptaze domatesler, sebzeler, kurutulmuş balıklardan salamura zeytinlere, Calabria bölgesi ağırlıklı meşhur peynirlerden yine salami dediğimiz çok çeşitli İtalyan salamlarına kadar lezzet fışkıran bir Pazar. Taze balık mı? Elbette en alası…

NavigiaTR1_4İtalya topraklarındaki son durağımız Crotona’dan da alabileceğimiz İtalyan lezzetleri yükledikten sonra yunusların heyecan verici eşliğiyle Adriyatik’i aşıp Korint kanalına doğru yola çıktık.

Bir gün önceden miras kalan dalgalarla hayatımın en güzel yelken seyirlerinden birini yaşamış oldum. Bazen zorlayan ama bazen gerçekten yelken yapmanın adrenalinini tüm vücudunda hissettiren rüzgarla birlikte…bir kaç saat sonra, 30 knot’tan 3 knot’a düşen rüzgarla fırtına sonrası sessizliğe büründü deniz. Bizim denize meydan okuyan ruh hallerimiz ise silik sönük sünük bir balona dönüştü. Çarşaf gibi deniz, güneşin üstümüzdeki keskin ışığı, ve hiç bir kara parçası görmeden geçen saatler, sanki bir türlü içinden çıkamadığımız tuhaf rüyalar gibiydi.
Eylül’de size Adriyatik’i Ege’ye bağlayan Korint kanalından başlamak üzere artık Yunan sularını ve bizim de aşina olduğumuz Yunan lezzetlerini anlatacağım. Arrivederci…

TARIF:

Daha önce de söylediğim gibi buraya chef elinden çıkma ölçüsü ölçüsüne profesyonel detaylara boğulmuş yemekler değil, basit ve ölçüsüz yemekler yazacağım.Yani ölçüyü kaçırsanız da sonucun kötü olamayacağı yemekler.Bu kez en sevdiğim lazanya tariflerınden biri ile her pişirdiğinizde tat hafızanızda yerimi almak istiyorum.

Lasagne zucchini & carote & ricotta (Kabak,havuç ve ricotta peynirli lazanya)

Malzemeler:Hazır lazanya,Kabak,Havuç,Ricotta peyniri,yumurta, domates sos için: Sarımsak,sirke,şeker,mevsimi bile olsa taze domatesler sos için yetersiz kalıyor günümüzde, o nedenle küp domates konservesi (bulabilirseniz italya’da “pelati” dediğimiz oval domateslerin konservesi)

1)Kabak ve havucu rendeleyerek tavada biraz öldürerek pişiriyoruz.

2)Lezzetli bir domates sosu hazırlıyoruz (Tamamen damak zevkinize kalmış. Sarımsakla başlayın, az salça hilesi kullanabilirsiniz, en az 1 saat kısık ateşte pişsin ki kıvamı su gibi olmayıp lezzeti otursun ve içine biraz şeker ve 1 tatlı kaşığı elma sirkesi koyun benim için yeter)

3)Türkiye’de küçük kutulardaki versiyonları hariç bulmanız zor ama taze ve bol ricotta peynirine ihtiyaç var. Bu aşamayı önceki lazanyadaki sos mantığında kullanıyoruz. Yoksa da yerine çok iyi bir keçi peyniri kullanabilirsiniz.İçine 1 ya da 2 yumurta kırıyoruz (vıcıklığına göre karar veriyoruz,çok sulu değil çok katı da olmamalı) hala katıysa biraz süt ile açabilirsiniz.

4)Mantık şu. Börek yapar gibi kat kat birleştiriyoruz.Domates sos ile başlıyoruz ve lazanya hamuru ile devam ediyoruz.Üzerine kabaklı karışım ve bir kat hamur daha.Ricottalı sos ve bir kat hamur daha. En son domates sosu ile bitirerek en üstü mozzarella peyniri rendesi ya da elle koparılmış parçaları ile kaplıyoruz. Yine 200 derece ısınmış fırında 25-30 dk. Mozzarellaların eridiğini seyredeceksiniz.

Buon Appetito!