Sizin bir Bucket List’iniz var mı?
Benim var. Yani varmış. Eski külüstür bilgisayarımı karıştırırken bir takım eski sevgili fotoğrafları, yazılmaya başlanıp yarım kalmış romanlar, hiç yapmayı denemediğim yemek tarifleri arasında buldum onu. Yazıp da unutmuşum.
Nedir Bucket list? Hani Jack Nicholson ve Morgan Freeman’ın filminden de hatırlayabileceğiniz gibi, basitçe anlatımıyla bir “ÖLMEDEN ÖNCE YAPILACAKLAR LİSTESİ”
15 madde yazmışım ve her nedense 14’üncü madde boş! Bu kısmındaki gizemi hala çözebilmiş değilim ama içinde ilginç maddeler var. Olasılığı kolay ya da oldukça olamayacak maddeler.
Bunlardan biri de “Bir okyanus kıyısında gece yarısı yürümek”ti.
Geçen gece listemdeki bu isteği gerçekleştirdim!
Bocas Del Toro’dayız. Genelde Atlantik Okyanusu’nu Pasifik Okyanusu’na bağlayan meşhur Panama Kanalı’ndan öte pek bir bilgiye sahip olmadığımız Panama şehrinin turistik broşürlerinde adı geçen sayfiye yeri diyelim. Ancak dünyanın bu tarafı “sayfiye yeri” gibi bildiğimiz standart kelimelerle tanımlanamayacak kadar farklı beldelerden oluşuyor. Her şey farklı. Denizden çıkan balık, yediğiniz meyve, sizi aniden yakalayıp sonra aniden bırakan tropik yağmur, hindistan cevizi sütüyle pişen yemekler, palmiyeler ve okyanus…
Genelde siyah ırk ya da upuzun simsiyah saçlı, kısa boylu esmer İspanyol kadınları ile koskoca bir fakirlik. Burada şaşalı lux binalar ve şıkır şıkır aydınlatmalı elegant bar ve restoranlar göremezsiniz. Zenginlik bir yerlerde var ama o ancak Karayip adalarında da olduğu gibi, adalara gizlenmiş malikâneler, şahsa ait adalar ya da denizin üzerindeki milyon dolarlık teknelerde hükmünü sürüyor. Bunun dışında görebileceğiniz yerel hayat, fakirliklerini rengârenk boyalı evlerle gizleyen ya da uyuşturucu satıcılığının hüküm sürdüğü renkli ve küçük izbe barlardan ibaret.
Peki ben burada ne yapıyorum? Elbette alışveriş. Denizinin daha parlak olduğu bambaşka adalara geçmeden önce yerel balıkçılardan Mahi Mahi balığı, ahtapot, Istakoz. Camaron, Tiger Prawns ve akla gelen daha bambaşka balıklar alıyorum.
Ve bir gece okyanusa açık Karayip denizinin, üzerinde bulunduğumuz adalarından birinde kıyıya vuran kocaman dalgalarıyla yürüyüp Bucket List’imin bir maddesi üzerine güzel bir çizik atmış oldum!
Sonraki madde Çin Seddi üzerinde bisiklete binmekti. Yapar mıyım dersiniz?